Yağmurlu bir gündü. Sahibimin cebinden yanlışlıkla yere düşüverdim.Çamurların arasında öylece yatıyordum.Ben gıcır gıcr turuncu renkli bir elli lirayım.Şimdi çamur içindeyim.
Uzaktan gelen ayak sesleri beni tedirgin etmeye başlamıştı. Birden bir elin beni tuttuğunu ve havaya kaldırdığını hissettim. Birisi beni yerden alıp cebine attı.Bu kişi bir çocuk olmalıydı. Çünkü cebi kirlenmiş ve montunun sentetik yüzeyine yapışmış sakızlarla doluydu. Bu durumdan hiç memnun olmadım. Ayrıca içerinin kötü kokusu beni bayıltacak kadar feciydi. Bir süre daha yürüyen çocuğun ayak seslerini dinledim. En sonunda çok sıkıldım ve cebin içinde bulunan kirli sakızlarla oynamaya başladım. Bu gerçekten eğlenceliydi. Sakızlar bir tente kadar yumuşaktı. Fakat fark etmediğim bir şey vardı : Sakızlar eğlenceli olduğu gibi , aynı zamanda yapışkandılar tabii. Hemen yapıştım bu yapışkan maddelere. Ama eninde sonunda çocuğun minik eli beni kavradı ve sakızlı cepten çıkardı. Daha sonra başka birinin eline uzattı.
Bu bir kadındı ve beni bana benzeyen birsürü paranın yanına koydu. Burayı beğenmiştim. Benim gibi bir sürü parayla arkadaş oldum.Fakat birgün kadın beni aldı ve şişko, cimri bir adamın eline verdi. Bu adamdan hiç hoşlanmamıştım. Beni kocaman deri bir cüzdanın içine koydu. Burada yeni ve iyi yürekli arkadaşlar bulurum diye ummuştum . Ama onlar da en az şişko adam gibi cimri ve kibirlilerdi. Ve birgün kibirli adamın kibirli paraları tükendi. Tek ben kalmıştım. Bu nedenle şişko adam beni bir hazine gibi koruyordu. Zaten bir hazineydim onun gözünde.
En sonunda şişko adam borçta kaldı ve ve beni iyi yürekli bi terziye verdi.Bu terzinin dükkanında çok iyi arkadaşlar edindim. Ben hayatımın sonuna dek burada yaşamak isterdim ama öyle olmadı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beğendiğiniz veya beğenmediğiniz yönleri yazarsanız sevinirim :)