O gün hava çok güneşliydi. Karabük civarında bir köyde Gizem adında bir kız yaşardı.
Gizem köyünün civarındaki yemyeşil ormanda gezmeyi çok severdi. Tabi Gizem biraz gevezeydi. En azından kendisi öyle düşünüyordu. Ayrıca gevezeliğinden kurtulmak istiyordu. Fakat ne kadar uğraşsa da gevezeliğinden kurtulamazdı. Bir gün pararmağına bir yüz resmi çizerek ve onunla konuşarak ormanda ilerlemeye başladı. O sırada ilerde üstü hurma ağacı yapraklarıyla süslenmiş bir yeşillik alan gözüne çarptı. Oraya bakmak için ilerledi. O sırada önüne bakmıyor parmağıyla konuşuyor gevezelik yapıyordu. osırada ayağını bastığı yeri göremeden hurma yapraklarının üstüne basmasın mı? İşte ne olduysa osırada oldu. PAAT! KÜÜT! diye bir çukura düşmesin mi? Halbuki o çukur bir avcının av yakalamak için kurduğu bir hayvan tuzağıymış. Sonra ne mi olmuş? Köylüler Gizem'i bulup çukurdan çıkardılar. Gizem de bu olaydan sonra artık gevezelik yapmıyordu. Köyünde mutlu bir hayat sürerek yaşadı.