Sayfalar

26 Ocak 2009 Pazartesi

Doktor Olmak İsteyen Çocuk


Aslı,saçı uzun ,gözleri mavi güzel bir çocuktu. Aslı koşup oynamayı , ip atlamayı çok severdi. En sevdiği oyun körebe idi.Yine bir gün arkadaşları ile oyun oynuyordu. Gözü kapalı arkadaşlarını yakalamaya çalışırken, göğsünün daraldığını nefes almasının zorlaştığığını hissetti. Gözünü açtığında beyaz önlüklü insanlar etrafında toplanmış , kendisi hakkında konuşuyorlardı. Beyaz önlüklü insanlar Aslı'nın gözlerini açtığını görünce mutlulukla gülümsediler.Aslı yattığı yerden kalktı. Yattığı yerden kalkıp üstünü giyecekti. Fakat beyaz önlüklü insanlar,yani doktorlar, onun kalkmasını engellediler.Aslu başını yatağın üzerine koyarak uyuya kaldı. Tekrar gözlerini açtığında kendini ameliyat odasında buldu Fakat fazla duramadı. Ameliyat olacaktı.
Aslı ameliyat olduktan sonrakendini bağızı çocukların yanında yatarken buldu. Çocuklar kendi aralarında konuşuyorlardı. Aslı da konuşmaya katılmak istedi. Fakat o sırada dokor içeri girdi. aslı'nın sağ tarafında yatan çuocukla biraz konuştuktan sonra kapıyı açarak çıktı. Aslı bu anı fırsat bilerek sağ ve sol tarafında yatan çocuklarla tanıştı:
-Merhaba! Benim ismim Aslı,dedi.
Yanındaki çocuk:
-Merhaba! Benim ismim de Elif. Tanıştığıma memnun oldum ,dedi.
Fakat Aslı'nın sağ tarafında yatan çocuk hiç konuşmuyordu.Aslı'nın arkadaşı Elif yanındaki kız çocuğunun işitme engelli olduğunu söyledi.
-Onun ismini de ben söyleyeyim, diyerek çocuğun ismini söyledi.
İsmi Sema imiş. İlk defa duyuyordu. Ama yine de hoşuna gitmişti.Sema'nın ne demek olduğunu sordu. Arkadaşı Sema'nın işitme engelli olduğunu unutmuştu. Cevap alamayınca arkadaşı Elif söze karıştı:
-Sema'nın ne demek olduğunu hatırladım!,diye bağırdı.
Aslı:
-Peki ne demek?, diye sordu.
Arkadaşı Elif:
-Sema ...Gökyüzü demekti! Evet gökyüzü demekti Evet! Evet! Evet!,diye bağırmaya başladı.
Zamanın nasıl geçtiğinden haberleri yoktu.Doktor içeri girerek,akşam olduğunu ,yatmaları gerektiğini söyledi. Üç arkadaş da birbirlerine ''iyi geceler''diyerek uyudular. Aslı sabah uyanınca annesi ile babasını karşısında gördü . Yatağından fırlayarak onlara sarıldı:
-Anneciğim ve babacığım;sizi gördüğüme çok sevindim. Size söylemek istediğim bir şey var. Ben büyüyünce doktor olmak istiyorum. Bunun için çok çalışacağıma söz veriyorum, dedi.

Bir Konu

Bir zamanlar , bir ülkede bir konu yaşarmış. Yaşarmış yaşamasına ama yaşamak için barınmak gerekir ya, bu nedenle bu konunun da bir evi varmış. Bu konu bir gün iki küçük çocuk tarafından konuşulmaya başlamış. Tabii bu konu da o kadar çocukların konuşacağı bir konu da değilmiş ya. Bu yüzden çocuklardan biri:
_ Bu konu kapandı , demiş ve konuyu alıp kapısını (evinin kapısını) kapatmış .

Sevgili Atatürk ;


Seni keşke görebilseydim,kime benzediğini anlayabilseydim ve güzel sesini duyabilseydim . Atatürk'üm biliyor muydun? Ben seni göremesem bile çok özledim.Okulda Hayat Bilgisi ve Türkçe derslerinde çoğu zaman senden bahsediyoruz. Bu sene 4. sınfa geçtiğim için Sosyal Bilgiler dersinde senden daha daha çok bahsediyoruz.Tabii Türkçe dersini de unutmayalım. Neyse sözü uzatmayayım. Biraz da kendimden bahsedeyim. Ben 1999 yılında Ünye'de , Aralığın 6 'sında Pazartesi günü doğdum. Abim veya ablam yok. 8 yaşında 2. sınıfa giden küçük şirin bir kardeşim var. İsmi Zeynep. Şu anda ders çalışıyor. Benim isimim ise Ayşe.
Kardeşim çalışkandır. Sabah erkenden kalkar. Televizyon seyreder. Ben ise çok geç kalkarım. Ben de kardeşim Zeynep'le beraber biraz televizyon seyrederim. İşte Atatürk, benim hayatım böyle. Sen de ölmeseydin senden de mektup alırdım. Kısmet böyle imiş.
Neyse görüşmek üzere güle güle.
Tarih:26/01/2009