Sayfalar

5 Mart 2008 Çarşamba

Dolap İle Sepet


Esma'nın odasında bir dolap ile bir sepet vardı. Dolap cimriydi , hiç kimsenin içine girmesini istemezdi. Sadece kendi gibi kötü arkadaşlarını sokardı. Esma , kendi sepetini çok severdi. Sepetini koymak istediğinde , dolap kapağını kilitli gibi gösterirdi. Esma da sepetini masasının üzerine bir kenara koyardı. Bir gün Esma sepetin içinde nefis kurabiyelerle geldi. Dolap kurabiyeleri görünce onun da canı istedi. Ama çocuk dolaba bakmadı bile. Sepeti masasının üzerine koydu. Dolap hemen kapağını açtıysada , oyuncak araba yürümeye başladıysa da , bebek sesini çıkarttıysa da Esma o nefis kurabiyeleri dolabın içine koymadı. Sadece kurabiyeleri bitirdi. Dolaba doğru yürüdü. Dolap da sepetin içinde kurabiye var sanıyordu. Ağızı sulanmaya başladı. Ama sepetin içinde kurabiye kırıntılarından başka bir şey yoktu. Sepet de ilk defa dolabın içini görüyordu. Esma da artık sepet eskidi diye onu bir daha dolabın içinden çıkartmayacaktı. Dolapla öbür iki arkadaşı da kızgın kızgın yaşadılar.

3 Mart 2008 Pazartesi

Kardan Adam Ve Heykeller


Bahreyn denen ülkede ilk defa kar yağıyordu ve çocuklar çok mutlu oldular.
Bahçeye çıkarak , karla oynamaya başladılar. Orada oturan yaşlı dede çocukları görünce onlara karla nasıl oynanacağını gösterdi. Çocuklar yaşlı dedenin gösterdiği gibi bir kardan adam yaptılar. Yanlız çocukların yaptığı kardan adam çok cimriydi. Yanındaki heykellere hep cimri davranırdı. Heykeller kardan adamın yaptığı bu davranışın doğru olmadığını düşünmüşlerdi. En sonunda kardan adamın cezasını çekme vakti gelmişti. Güneş çıktı , karların erimesiyle , kardan adam da erimeye başladı. Çocuklar eve dönmeden önce parka gidip kardan adama bakmayı düşündüler. Koşarak parka gittiler. Ama parka gelince , kardan adamı göremeyince çok üzüldüler. Orada oturan yaşlı dede çocukların yanına yaklaşarak , onlara karın nasıl bir şey olduğunu anlattı. Ve çocuklar mutlu mutlu yaşadılar.

Başbakanlık


Bir çocuk vardı.Bu çocuk başbakan olmayı çok istiyordu.Ama çok tembeldi.Birgün rüyasında bir perinin yanına geldiğini gördü.Peri çocuğu başbakan yapmıştı.Ama herkes başbakanın yanına gelip ondan birşeyler istiyordu.Çocuk artık başbakan olmaktan vazgeçmişti.Peri gelip onu eski haline dönüştürdü.Çocuk -Oh! dedi.Çok rahatlamıştı.O sesleri duyunca sanki sorumluluklarını yerine getiremeyeceğini düşündü. İnsanları gözünün önüne getirdikçe pişman oluyordu.O sırada uyandı, annesinin yanına gidip yattı.Sabaha kadar annesinin yanında uyudu.Sabah kalkınca dersini yaptı.Başbakan olmak için çok çalışmalı, çok kitap okumalı, yeni yerler görmeli, sorumluluklarını yerine getirmeliydi.O zaman başkan olabilirdi.

Cansu'nun Kumbarasındaki Paralar


Bir zamanlar Cansu isminde bir kız yaşardı. Cansu hep bir kumbarası olsun isterdi. Ama bir türlü annesinden ve babasından kumbara istemeye cesaret edemiyordu. Bütün okul arkadaşları para biriktiriyordu. Öğretmenleri de para biriktirmelerini söylemişti. Cansu bir gün annesiyle babasının yanına gitti. Kumbara istediğini söyledi. Annesi gülümseyerek , bunun çok iyi bir fikir olduğunu söyledi. Babası da annesiyle aynı fikide olduğunu söyledi. Cansu , okula gidince dersi çok iyi dinledi. Eve gelince masasının üzerinde bir kumbara gördü. Koşarak anesiyle babasına teşekkür etti.
Onlardan yirmi TL istedi. Daha ilk günden kumbarasında kırk lira olmuştu. Kumbarasındaki paralar gitgide çoğaldı. Sonunda kendisine bisiklet alacak kadar parası oldu. Haftasonu Cansu anne ve babasıyla birlikte çıkıp bisiklet aldı ve bisikletini mutlu mutlu sürdü.

2 Mart 2008 Pazar

Kalem İle Silgi


Bir zamanlar bir silgi ile kalem birlikte yaşardı.Kalem kendini çok güzel görür, hiçbirzaman çöpe atılmayacağını söylerdi.Silgi ise kaleme hizmet ediyordu.
Nasıl mı? Nasıl olacak kalem hep yanlış cümleler yazar silgiye de sildirirdi. Yani silgiyi küçümserdi.Çocuk da bu yanlışları kalemin yaptığına inanmaz ,kendi yaptı sanırdı.Bu yüzden kaleme kıskanç kalem denirdi.
Birgün kalem yine bir yanlış yaptı.Çocuk da silgisini evde unutmuştu.Çocuk çaresiz arkadaşından silgi istedi.Ama arkadaşı vermedi. Çocuk ne yapacağını şaşırdı.Çaresiz yaptığı yanlışı düzeltmeye çalıştı.Fakat başaramadı.Çocuk eve dönünce silgisini aramaya başladı.Silgi kıskanç kaleme yardım etmektense , saklanmayı tercih etmişti.Çocuk silgisini bulamayınca kıskanç kalem paniğe kapıldı. Kıskanç kalem hatasını anladı.Yerinden doğruldu.Silgiyi aramaya başladı.Silgiyi bulunca onu birdaha üzmeyeceği konusunda söz verdi.Silgi de onu affetti.Çocuk annesinden ve babasından yeni silgi istemeye gitmişti.Annesiyle babası biraz daha aramasını söylediler.Çocuk odasına girip masasının üzerine bakınca silgisini gördü.Ve bir daha silgisini kaybetmeyeceğine söz verdi , mutlu mutlu yaşadı.

Silgi Der ki

Kıskanç kalem derler sana
Hizmet ettirme bana,
Kıskanç kalem derler sana,
* * * * *
En sonunda yedin ayvayı
Bir daha yapmayacaksın bana
Ne kadar yanlış yaparsan yap
Kıskanç kalem derler sana.